Tire, Ege Bölgesi'nin gözde yerleşim yerlerinden biri olarak uzun bir geçmişe sahiptir. Ancak bu beldenin özellikle değerli bir sakini var ki, o da 64 yıldır mesleğini sürdüren Tireli Hasan Usta. Kendisi yalnızca bir zanaatkar değil, aynı zamanda el yapımı sanatların ve geleneklerin sıkı bir savunucusu. "Elle yapan başka usta yok" diyen Hasan Usta, sadece kendi mesleğini değil, aynı zamanda bu mesleğin inceliklerini ve değerlerini de gelecek nesillere aktarma gayreti içinde. Tireli Hasan Usta’nın hikayesi, yalnızca bir kişinin tutkusunu değil, aynı zamanda bir topluluğun kültürel mirasını da gözler önüne seriyor.
Hasan Usta’nın meslek hayatı, onun doğduğu günden itibaren başlamış değil. Yakın dönemde, 7 yaşında babasıyla birlikte dükkanında çırak olarak başladığı süreç, zamanla ona hayat boyu sürecek bir tutku kazandırmıştır. İlk zamanlarda bir şeyler üretmenin heyecanı ve merakı, onun için bir hobi iken zamanla kalıcı bir meslek haline gelmiştir. Alışılmışın dışında bir ustalık sergileyen Hasan Usta, sadece el işçiliği yapmakla kalmıyor; aynı zamanda bu sanatı bir yaşam biçimi haline getiriyor. Her parça, onun için sadece bir ürün değil, bir sanat eseri olmaktadır.
Tireli Hasan Usta'nın eserleri, özellikle el yapımı ahşap ürünler, geleneksel Türk motifleriyle bezenmiş tezgahlar ve geleneksel dikiş teknikleriyle oluşturulmuş tekstil ürünleri gibi birçok farklı kategoriyi kapsamaktadır. Usta, her bir parçada özveri ve titizlikle çalışarak, hem sanatını hem de mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Eserleri, sadece yerel pazarın değil, ulusal düzeyde de büyük ilgi görmektedir. Tire ve çevresinde özellikle yaz aylarında yurt dışından gelen turistler, onun dükkanını gezmeden gitmiyorlar.
Hasan Usta’nın en büyük övünç kaynaklarından biri de, çıraklarının yetişmesidir. Usta, geldiği bu noktada kendisini yalnızca bir zanaatkar olarak değil, aynı zamanda bir öğretmen olarak da görüyor. Gençlerin geleneksel el sanatıyla buluşması ve bu sanatın değerini anlaması için çeşitli kurslar düzenliyor. Usta, bugünün gençlerinin yalnızca teknolojik yeniliklere odaklandığını düşünse de, eski geleneklerin ve el emeğinin de bir o kadar önemli olduğunu vurguluyor. “Bu meslek, yalnızca bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Her yapılışında, her üründe bilinçli bir emek vardır. Bu yüzden ben de bu emeği yaşatmak için çırak yetiştiriyorum,” diyor.
Hasan Usta’nın dükkanında geçirdiğimiz zaman, onun yaşamını ve mesleğini anlama fırsatını sunuyor. Her parça, sadece bir nesne olmanın ötesinde bir hikaye taşıyor. Usta, işinin sırlarını ve püf noktalarını gençlere aktarırken; onlarla kurduğu bağ, gelecekte bu sanatın devam etmesi için bir köprü niteliği taşıyor. Tireli Hasan Usta, “Essiz ve özel parça” diye adlandırdığı her işinin ardında yatan özveriyi ve tutkuyu anlatarak, gençlerin kalbinde daha derin bir etki bırakmayı hedefliyor.
Sonuç olarak, Tireli Hasan Usta, sadece 64 yılını bu mesleğe adamakla kalmıyor; aynı zamanda bu sanatın ve emeğin değerini de içten bir şekilde aktarıyor. Kendisi, el yapımının değerini bir sanat olarak görüyor ve genç nesillere bu mirası devretmenin derdinde. Tire’nin bir simgesi olan ve el emeği göz nuru eserleriyle büyük bir kulvar açan Hasan Usta, yerel kültür ve geleneklerin yaşatılmasında büyük bir rol oynuyor. Bu unsurlar, usta ve dükkanı sayesinde geleceğe taşınmayı bekliyor. Tireli Hasan Usta, "Elle yapan başka usta yok" sözleriyle de bu mirası koruma kararlılığını ortaya koyuyor.