Küçük bir ilçede yaşayan dede ve torunları, aniden karşılaştıkları tahliye tehlikesi nedeniyle büyük bir üzüntü içerisinde. Yıllardır yaşadıkları evlerinden zorla çıkarılma riskiyle karşılaşan aile, seslerini duyurmak için bir araya geldi. Sıcak bir yaz sabahı yaşanan bu olay, sadece bir aileyi değil, birçok vatandaşı derinden etkileyen bir mesele haline geldi. Dede ve torunları, ‘Tahliye etmeyin!’ sloganıyla farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Aile, konutlarıyla ilgili yaşanan sorunların temel nedenini yerel hükümetin uygulamalarına bağlıyor. Uzun süredir yaşadıkları bu evin tapu belgeleri üzerindeki belirsizlikler, onlara tehlike olarak geri döndü. Dede, “Biz burada yıllardır yaşıyoruz. Bu ev bizim anılarımızla dolu. Bir gece ansızın kapımıza dayanılmasını kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Torunlar ise dedeleriyle birlikte bu mücadeleyi sürdürme kararı aldıklarını belirtirken, “Dedemiz bize her zaman evimizin değerini anlattı. Burada büyüdük, burada mutluluklarımızı, acılarımızı paylaştık. Bizi buradan atamazlar!” ifadelerini kullandı. Aile bireyleri, evlerinin yıkılma tehdidi altında olması nedeniyle büyük bir kaygı içerisinde. Aile yardımları ve desteklerle dayanışma içerisinde olduklarını dile getirerek, durumu daha görünür kılmak için sosyal medya üzerinden kampanyalar başlattılar.
Yerel halk bu duruma kayıtsız kalmadı. Dede ile torunlarına olan destek giderek büyüdü. Mahalle sakinleri, onların haklarını savunmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemeye başladı. Yerel haber ajansları ve sosyal medya kullanıcıları, ailenin yaşadığı bu dramı kamuoyuna duyurmak için çeşitli kampanyalara öncülük ediyor. Dede ve torunlarının tahliye edilmesine karşı çıxmanyla bağlı destek duygusu arttıkça, aile de daha güçlü hissediyor.
Medya, durumu takip ederek, aileye olan ilgiyi artırma konusunda kritik bir rol üstleniyor. Yerel televizyon kanalları, dede ile torunlarının hikayesini ekranlara taşırken, sosyal medya üzerinde yapılan paylaşımlar durumu daha geniş kitlelere ulaştırıyor. Hatta bazı sosyal medya kullanıcıları, “#TahliyeEtmeyin” etiketi altında toplumsal destek için çağrıda bulundu.
Böylelikle, bu durum sadece ailenin değil, benzer mağduriyet yaşayan herkesin sesi oldu. Dede ve torunları, yalnızca evlerini değil, anılarını da kurtarma mücadelesi veriyor. Onlar için evleri, içinde yaşadıkları günlerin ve anıların bir parçası. Huzur dolu bir yaşam sürdürdükleri bu mekânı kaybetmek istemiyorlar.
Bu trajedik durum, toplumun farklı kesimlerinden insanların bir araya gelmesine vesile oldu. Aile için yapılan yardımlar, geride kalanların da birbirine destek olmasının önemini bir kez daha ortaya koydu. Bu olay, benzer hukuki sorunlar yaşayan aileler için de bir örnek teşkil ediyor. Herkesin sesi, bu mücadelenin devam etmesi ve adaletin yerini bulması için gerekli.
Gözler şimdi yerel yöneticilerde. Dédé ve torunlarının yaşadığı bu dramın son bulması için, yetkililerin duyarlı davranması bekleniyor. Aile, bir başka evde yaşamaya zorlanmak yerine, anılarının olduğu yeri korumak istiyor. Bu nedenle kendilerini yok olmaktan koruyup, sahip oldukları değerleri kurtarmaları gerekiyor. Adaletin yerini bulması dileğiyle, dede ve torunları umutlarını kaybetmeden mücadelelerine devam ediyor.