Bu karar, Washington ile Pekin arasındaki ticaret savaşını yeni bir boyuta taşırken, küresel piyasalarda ve otomotiv sektöründe geniş yankı uyandırdı.
Biden yönetiminin aldığı bu yeni önlem, Çin menşeli elektrikli araçların Amerikan pazarında “adil olmayan şekilde sübvanse edilerek” satıldığı yönündeki iddialara dayanıyor. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Çin’in devlet destekli üretim modeliyle fiyatları baskılayarak Amerikan üreticileri dezavantajlı duruma düşürdüğü ifade edildi. Yeni vergi kararı, Çinli otomotiv devleri için ciddi bir darbe olarak değerlendiriliyor.
ABD Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, kararın temel gerekçesinin “haksız ticaret uygulamaları” ve “ulusal güvenlik tehditleri” olduğu belirtildi. Bakanlık, Çinli firmaların devlet teşvikleriyle aşırı üretim yaptığına ve bu araçları uluslararası piyasalarda damping fiyatlarla sattığına dair bulgulara ulaşıldığını ifade etti.
Ticaret Bakanı Gina Raimondo konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Amerikan işçilerini ve sanayimizi korumak için bu tür haksız rekabetçi uygulamalara karşı kararlı adımlar atmak zorundayız. Çinli üreticilerin devlet destekli fiyat politikaları, serbest piyasa kurallarını ihlal etmekte ve Amerikan üreticilerine doğrudan zarar vermektedir.
Vergi Oranları ve Etkilenecek Şirketler
Yeni vergi düzenlemesi kapsamında, Çin menşeli elektrikli araçlara getirilen toplam gümrük vergisi oranı yüzde 104’e ulaşıyor. Bu, mevcut tarifelerin üzerine eklenen yeni oranlarla birlikte uygulanacak. Örneğin, hâlihazırda yüzde 25 oranında olan gümrük vergisine yüzde 79 oranında ek vergi getirilerek toplam yük yüzde 104’e çıkartılmış oldu.
Bu uygulamadan en çok etkilenecek şirketler arasında Çin’in önde gelen elektrikli araç üreticileri BYD, NIO, XPeng ve Geely gibi firmalar bulunuyor. Bu markaların bazı modelleri halihazırda ABD pazarına sınırlı da olsa giriş yapmış durumda. Yeni vergi oranları, bu girişimlerin neredeyse tamamen durmasına neden olabilir.
ABD’nin kararına Çin hükümetinden gecikmeyen ve sert bir yanıt geldi. Çin Ticaret Bakanlığı yaptığı açıklamada, bu tür önlemlerin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırı olduğunu ve iki ülke arasındaki ilişkileri daha da zora sokacağını belirtti.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“ABD’nin tek taraflı olarak aldığı bu karar, küresel ticaretin istikrarına zarar vermektedir. Çin, kendi yasal haklarını korumak için gerekli tüm adımları atma hakkını saklı tutar.”
Ayrıca Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, ABD’nin “korumacı” politikalarına son vermesi gerektiğini vurgulayarak, Çin’in barışçıl bir ticaret ortamı arayışında olduğunu ifade etti.
Küresel otomotiv sektörü, ABD’nin aldığı bu kararı dikkatle izliyor. Elektrikli araçlar, son yıllarda otomotiv endüstrisinin en hızlı büyüyen segmenti olurken, Çin bu alanda üretim ve teknoloji açısından lider konuma ulaşmış durumda. Pekin’in agresif teşvik politikaları ve büyük iç pazarı, Çinli firmaların maliyet avantajı sağlamasına imkân tanıyor.
Amerikalı otomotiv üreticileri – özellikle General Motors (GM) ve Ford – bu kararı memnuniyetle karşıladı. GM tarafından yapılan açıklamada, “Adil rekabetin korunması adına bu tür önlemler gereklidir. Amerikan işçisinin emeği ucuz ithal ürünlere kurban edilmemelidir” ifadelerine yer verildi.
Ancak elektrikli araç sektöründe faaliyet gösteren bazı girişimciler ve çevre örgütleri bu karara temkinli yaklaşıyor. Onlara göre, yüksek gümrük vergileri tüketici fiyatlarını artırabilir ve EV dönüşümünü yavaşlatabilir. Özellikle Tesla gibi ABD merkezli firmaların, Çin'de ürettikleri modellerin ABD’ye ithalatında da bu yeni vergilere maruz kalıp kalmayacağı belirsizliğini koruyor.
Ekonomi uzmanları, bu kararın kısa vadede Amerikan üreticileri koruyabileceğini ancak uzun vadede küresel tedarik zincirlerini olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor. Columbia Üniversitesi Ekonomi Profesörü Laura Chen şu değerlendirmeyi yaptı:
“ABD, Çin’den gelen EV ithalatına yüksek vergiler koyarak yerli üreticileri korumayı hedefliyor. Ancak bu adım aynı zamanda tüketiciye daha pahalı seçenekler sunulmasına neden olabilir. Küresel rekabetin olduğu bir ortamda korumacı adımlar, teknolojik ilerlemeyi de yavaşlatabilir.”
ABD’nin bu adımının ardından gözler Avrupa Birliği’ne çevrilmiş durumda. Avrupa Komisyonu, halihazırda Çin’den gelen EV ithalatına yönelik bir sübvansiyon soruşturması yürütüyor. ABD'nin kararı, Brüksel’deki karar alıcıların da benzer adımlar atmasını hızlandırabilir.
Almanya gibi otomotiv devi ülkelerin Çin ile güçlü ticaret bağları bulunurken, Fransa ve İtalya gibi ülkeler Çinli otomotiv firmalarının Avrupa pazarındaki etkinliğinden rahatsız. Dolayısıyla Avrupa’nın atacağı adımlar, uluslararası ticaret dengelerinde belirleyici olabilir.
ABD'nin Çin'e yönelik yüzde 104’lük ek gümrük vergisi kararı, sadece iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerini değil, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerini, otomotiv sektörünü ve çevre politikalarını da etkileyecek nitelikte. Elektrikli araçlar üzerinden yürüyen bu yeni ticaret savaşı, geleceğin teknolojik üstünlüğü için verilen mücadelenin de bir yansıması olarak görülüyor.
Önümüzdeki dönemde Çin’in buna nasıl yanıt vereceği, ABD’nin benzer önlemleri başka sektörlere de genişletip genişletmeyeceği ve Avrupa’nın nasıl bir pozisyon alacağı, dünya ekonomisinin yönünü şekillendirecek unsurlar arasında olacak.